espresso özütlemede bazı görüşler - 1
yazan : jim schulman
özet
bu makale, espresso özütlenmesiyle ilgili
verileri üç açıdan ele alıp, sunacak ve tartışacak :
i. verim veya puck’dan ( bundan sonra okunuşuna
göre yazacağım : pak ) çıkartılan toplam katı maddeler ile demlemedeki tatların
nasıl değişir ?
i ii. sepet geometrisi, dozaj ve öğütme derecesi verimi nasıl kontrol edilebilir ?
iii. bu kontrol edici girdilerin değişiklikleri
verim değişikliğine nasıl yol açar ?
bu çalışmada kullanılan veri setleri sayfa
sonuna eklenmiştir.
giriş
bir demleme kahvede keyif vaat eden bazı
aromalar bir espressoda koklandığında dehşete neden olur. demlemeye uygun bir
çok harika kahve neden espresso’da berbat bir tat verir ?
espresso camiası bu konuda uzun zaman önce
kurallar koydu. kabaca, espressoda seçilecek kahve çekirdeklerinin asiditesi
düşük olmalı ve ne çok hafif, ne de çok koyu kavrulmuş olmamalı, ağır gövdesi
olmalı ve ( blend ise eğer ) içinde önemli miktarda kuru işlenmiş kahve çekirdeği
içermeli. herkesin ağır asidik ya da acı espresso içim deneyimine ve her
espresso’nun geliştirdiği beklendik pavlov refleksine karşın, bu kuralların
neden böyle olması gerektiğine dair ikna edici, mantıklı bir nedeni de yoktur.
espresso, normal kahveden daha yoğundur; böylece çok güçlü aromalı kahvelerden espresso yapıldığında aromaları daha da abartılı hale
gelir. ama espresso’daki yağlar ve krema bu ekstra sertliği tamponlar. diğer
taraftan, bu espresso olarak yapılan bazı kahvelerin kötü tadı çok güçlü
olmasından daha çok, onun dengesiz yapılmasından dolayıdır. bazı harika demleme kahvelerinin espresso'ya uygunsuzluğunun açıklaması, espresso’nun sertliği,
lipidlerin özütlenmesi veya krema oluşturması olmayabilir. sertliğin nedeni
bunlardan değil, espresso demleme tekniğinin tatları farklı özütlemesi ve küçük
bir fincandaki tat dengelerini, dağılımlarını değiştirmesi olabilir. bu yazı, bu
farkın ne olduğunu, nasıl olduğunu ve nasıl kontrol edilebileceğine yönelik
bazı yanıtlar almaya çalışacaktır.
farklı çözünür verimlilik düzeylerinde espressoların tadı
sonuçların özeti :
yetersiz özütlenmiş espresso’nun tadım özelliği
oldukça keskin ve asidik ( ve tuzlu )
olmasıdır.
optimal özütlenmiş espresso’da asiditeyi ve
bitteriteyi dengeleyecek bir tatlılık vardır ( bu üç ana tat notasının dengede
olmasına “balans” denir ).
aşırı özütlenmiş bir espresso donuk, katransı
ya da acı ( ve astrijenik : buruk ) tadı vardır.
kahve sertliği, çözünür madde verimi ve tat :
herkes espressonun normal kahveden daha sert
olduğunu bilir; solo espresso ( yaklaşık 25 ml ) yapmak için kullanılan öğütülmüş kahve
miktarı 180 ml filtre kahveye yapmak için kullanılan öğütülmüş kahve miktarına
eşittir. ama sert olmasının tek nedeni espresso'daki suyun az olması değildir.
öğütülmüş kahvenin tümünü fincana düşmez.
düzgünce demlenmiş bir kahvede, öğütülmüş
kahvenin yaklaşık% 18 ila% 22'si suda çözülürken, geri kalan kısmı işlem dışı
kalır; espresso demlemelerinde bu aralık daha geniştir : % 15 ila% 25 arasında
değişir. fincanın içine düşürebildiğin öğütülmüş kahve oranına “çözünürlük
verimi” denir; düşük çözülme verimi olan bir demlemeye "yetersiz
özütlenmiş", çok yüksek çözünürlük verimi olana "aşırı
özütlenmiş", denir.
çözünürlük verimi ve kahve sertliğinin iki ayrı
şey olduğunu anlamak önemlidir. örneğin, 6 ounce ( 170 ml ) hacmindeki filtre
kahvenin % 24 oranında özütlendiğini varsayın.
bu kahvenin sertliği = çözünürlük verimliliği / fincan hacmi ise :
kahve sertliği = % 24 / 6 ons = % 4/ounce ( 0.14/ml ) olacaktır. kahve sertliği yüzdesi ise bunun x100'üdür. yani 0.4 sertliği; 14 ise sertlik yüzdesi olacaktır.
solo
espresso hacminde ( 1 ounce’dur ) espresso için yetersiz özütleme olan % 16’lık
düşük çözünürlük verimi bile elde etmişsen, espresso’nun sertliği yine de aşırı
demlenmiş bir filtre kahvenin 4 katı sertliğinde olacaktır : % 16/ 1 ounce = %
16/ ounce ( % 1.78/ml ) (1) .
çok daha az suda aynı miktarda çözünürün tadına baktığımızı düşünürsek, bu aromaları ve tatları daha vurgulu hale
getirirmiş oluruz. bir benzetmeyle anlatacak olursak, sesin şiddetini artırmışızdır, ama duyduğumuz, hissettiğimiz müzik aynı kalmaktadır. peki
aynı demleme sertliğinde çok daha fazla özütlenmiş bir kahveyi tadarsak ne olur ?
kavrulmuş kahve binin üzerinde farklı lezzet kimyasalına sahiptir ( 800 diye yazanlar da vardır ). bunlardan
bazıları hızla çözülür, bazıları ise biraz daha yavaş çözülür. kahvelerimiz
daha fazla özütlendikçe, demlediğimiz kahvede bu yavaş eriyen lezzetler daha
belirgin hale gelir. benzetme ile anlatacak olursak, ses şiddet olarak aynı kalacaktır, ancak
dinlediğimiz müzikte bazı yeni notalar eklenirken, bazı notalar daha fazla ön plana çıkacağı için, müziğimiz
yavaş yavaş değişmeye başlar.
bu makale, çözünürlük verimi ve bunun tadı
nasıl etkilediği ile ilgilidir; demleme sertliği ile ilgili değildir. standart
bir espresso'nun demleme sertliği, kahvedeki bin katı madde için yaklaşık 120
kısım kadardır. bu makale için benim yaptığım demlemelerde kahvedeki her bin katı madde başına 100-160'a kadar
değişirken, tüm çözünür verimlilği düzeylerinde daha zayıf ve daha güçlü demlemeler ortaya
çıktı. veri analizinde, eğer demleme sertliğinin etkisi varsa, bunlar
sonuçlardan çıkartıldı.
doğru özütleme nasıl tadılır :
binlerce lezzet bileşiği ile oynanabileceğini düşünürseniz, hiç bir demleme kahvenin aynı olmayacağını anlarsınız. peki hangi
kahve için hangi özütlemenin en uygun olduğunu bilmenin herhangi bir yolu
olabilir mi ? neyse ki, bu lezzetler birkaç büyük aile içinde
gruplandırılabilir, yani belirli bir lezzeti veren ailenin tüm üyeleri
benzer şekillerde özütlenir. lezzetleri molekül ağırlığına göre gruplandıran
ted lingle tarafından yapılan bir çalışmada molekül ağrılığı hafif olanların
çabucak çözündüğü, ağır olanların yavaş yavaş çözündüğü görüldü : bunun
kahve demleme pratiğine yansıması şudur : yetersiz özütlenmiş bir kahvede bile iki düşük molekül ağırlıklı, dolasıyla
kolay ( hızlı ) çözünen 2 tadım ailesinin hep var olacağıdır.
i. meyve asitleri : meyveli veya çiçeksi aromaları
ve lezzetleri barındırır; tatlı demlemelerde enerjik, canlı meyve ve çiçeksi
tatları verirken, daha az tatlı demlemelerde ekşi tatlar sergilerler. bunlar en
hızlı çözünen bileşik grubudur.
ii. maillard bileşikleri : kavrulmuş tahıl, ahşap,
tanin ya da fındık aromaları ve lezzetlerini barındırır; az tatlı demlemelerde
vurgulu acı tatlar verirken, daha tatlı demlemelerde canlı, memnuniyet verici ve hiç
bir tadın ön plana çıkmadığı, dengeli ve malt tatlar ( kavrulmuş tahıl
( kavrulmuş mısır, arpa veya buğday dahil ), malt ekstraktı, taze pişmiş ekmek
veya tost gibi tahıl benzeri aromaları ve tatları tanımlar ) verir. bunlar
meyve asitlerine göre daha yavaş erir, ancak yine de en az özütlenmiş bir
kahvede bile fincana tümüyle girmeyi becerirler.
ayrıca ağır ve yavaş çözünen 2 tat ailesi daha
vardır; ( ne şanslıyız ki ) bu ailelerin tatları ancak fincana yüksek oranda
çözünürlük verimi gerçekleştiğinde girer.
iii. karameller : karamel, vanilya veya çikolata
lezzetleri ve tatlı bir tadı vardır. yeşil kahve çekirdeğindeki hemen hemen tüm
şekerler kızartma sırasında karamelize olduklarından, bunlar kahve içindeki
tatlılığın birincil kaynağıdır. acı tat veren kara karameller daha
fazla şekerli olan hafif karamellere göre daha yavaş çözünürler. daha düşük özütlemelerde
bile bir miktar hafif karamel fincana özütlenecektir ancak tamamen çözülüp,
fincana düşmeleri için, çok yüksek özütleme oranlarına ulaşılması gerekir.
iv. kuru damıtıklar : koyu kavrulmuş kahve
çekirdeklerinde daha çok görülür. bunlar yanmış karamel ve yanmış maillard tepkimesi
bileşikleridir. az tatlı demlemelerde karanfil, tütün, kömür, terebentin, kül
tablası ve tatsız bitter koku ve lezzetleri verirken; daha tatlı demlemelerde
ise bitter ve acımış pekmez tadı vardır. bu bileşikler çok yavaş çözünebilir
moleküller olmasına karşın, çok düşük yoğunluklarda bile tatları kolayca fark
edilebilir. bu olumsuz tadım özellikleri, özütlemeyi düzeyini oldukça düşük ( %
22'nin altında ) tutmak için iyi bir nedendir.
bu lezzet sınıflandırması (2) bize
hem filtre kahve, hem de espresso için dengeli bir kahve özütlemede yol
gösterir. kahvenin tadını hem doğru, hem de ayrıntılı olarak tanımlamak bir
sanat olsa da; onları tatları ve kokularına göre bu dört geniş gruba ayırmak
oldukça kolay bir iştir. kahvenin yetersiz, düzgün ya da aşırı özütlenip,
özütlenmediğini söylemek ise daha da kolaydır :
yetersiz özütlenmiş kahve : meyve asitlerinin
tadı ekşi mi, maillard bileşiklerinin tadında keskin bir acılık var mı? yanıt :
yetersiz özütlenmiş kahve.
düzgün özütlenmiş kahve : meyve asitleri
canlılık verici mi ? maillard bileşikleri canlı, memnuniyet verici ve hiç bir
tadın ön plana çıkmadığı, dengeli ve malt tatlar ( kavrulmuş tahıl ( kavrulmuş
mısır, arpa veya buğday dahil ), malt ekstraktı, taze pişmiş ekmek veya tost gibi
tahıl benzeri aromaları ve tatlar mı var ? yanıt : düzgün özütlenmiş kahve.
aşırı özütlenmiş kahve : donuk ya da katransı,
kül tablası tatları baskın tat mı ? çoğunlukla acı tatta karameller ve
pekmezden başka bir tat alamıyor musun ? yanıt : aşırı özütlenmiş kahve.
Yorumlar
Yorum Gönder