süt köpüğü ve kahve hakkındaki her şey
cappuccino köpüğünü
nasıl tanımlarsınız ?
köpük, sadece güzel
bir cappuccino ya da latte'nin aşağı indiğini hissettiren sıcak ve rahatlatıcı
bir duyum vermez, aynı zamanda bize kahveli içeceklerin üstünde güzel
tasarımlar yapmamıza da izin vermektedir.
bugün, köpüğün oluşumu,
lezzeti ve neden tüm köpüklerin eşit oluşmadığı ile ilgili birkaç gerçeği
paylaşarak, köpüğün sihrini hakkettiği yeri oturtacağız.
sütü sıcak buharla
pişirdiğimizde neden süt köpürür ?
bir espresso makinesinin buhar çubuğuyla süt içine su
damlacıkları ( vaporizasyon ) ve hava basmasıyla buhar yaratılır. ancak havanın işin içine
katılması tek başına yeterli değildir; bu köpüğün ayrılmaması için sütün
ısıtılmaya da gereksinimi vardır.
sıcak bir tencerede yumurtanın nasıl katı ve opak bir durum aldığını
bilirsiniz ? bir yumurtadaki bu değişikliklere neden olan şeyler ısıtılıp,
buhar verilen sütte de olur : başlangıçta küçük iplik yumakları olan süt
proteinleri ısıya maruz kaldıklarında bu yumaklar açılıp, doğal biçimlerini (
ve de işlevlerini ) terk ederler ( denaturasyon ). böylece birbirleriyle daha
güçlü bir biçimde etkileşime girerler.
sütteki protein
zincirleri kutupsaldır : zincirin bir ucu hidrofilik ( suya yapışır ), diğeri
hidrofobik ( su onu iter ). süt, çoğunlukla sudan oluşur, çünkü proteinler
açıldığında, uçları ortaya çıktıkça, bu proteinlerin hidrofobik uçları sudan
mümkün olduğunca hemen uzaklaşmaya çalışır. bir fincan köpüklü sütün içindeki
tek bir minik kabarcığa bakabilecek olsaydınız, süt proteinlerinin hidrofobik
uçlarının balonun su içermeyen iç kısmına doğru yönlendirildiğini, buna karşın
hidrofilik uçların balonu çevreleyen sıvı ortamda kaldığını görürdünüz.
bu yapı,buharla
pişirme işleminden fincana ve oradan da kafeinle kaplanmış ağzınıza kadar
sürecek uzunca bir süre boyunca hava kabarcığının bütünlüğünü korumasına
yardımcı olur.
tıpkı tavadaki
yumurtaların pişirilmesi gibi, havayı eklemenin ve köpüğü oluşturmanın da bir
doğru ve yanlış zamanı vardır.
süt proteinlerinin
çok da denatüre olmasını istemezsiniz, çünkü denatüre olmuş proteinler büyük
hava kabarcıklarının mikro köpük oluşturan daha küçük parçalara ayrılmasını
önleyecektir. (bir dakika içinde daha fazla mikro köpük oluşur). tavaya düştüğü
andan itibaren karıştırılan ve çırpılan yumurtalar, çırpılmadan önce biraz
yayılmasına izin verilen yumurtalara göre, lor gibi daha küçük topaklar
oluşturacaktır. sütte de aynıdır : soğukken havayla karşılaşan süt, sıcak süte göre daha küçük kabarcıklar
oluşturacaktır.
yağsız süt tam yağlı
sütten daha iyi köpürür ?
daha önce bahsettiğim
proteinlerin hidrofobik ve hidrofilik uçları biraz anımsıyorsunuzdur ?
hidrofilik uçlar yağ partiküllerine de çekilir. proteinler hava ve suyun bir
köpükte kararlı bir karışım oluşturmalarına izin verdiği gibi, süt yağı ve
suyun bir kap içindeki sütte onların kararlı bir su bazlı yağ emülsiyonu
oluşturmasına da izin verir. sütte ne kadar çok yağ varsa o kadar çok visköz hissedilir.
peki köpürme için bu
ne anlama geliyor ? yağsız sütteki süt yağının bulunmamasının anlamı barista
tarafından sıvıya enjekte edilen hava kabarcıklarının iç duvarı boyunca
proteinlerin hidrofobik uçlarının mümkün olan sudan en uzak noktasına yerleşerek,
hava kabarcıklarını sarıp sarmalamasıdır. bu düzenli yapı baloncukların
duvarlarını güçlendirmeye yardımcı olur.
bu daha kuru köpük
anlamına gelir, ancak mutlaka daha iyi köpük anlamına gelmez. parasal açıdan
bakarsak, en iyi köpük türü, fincanda optimum kahve-süt dengesini sağlayacak
biçimde espresso ile kolayca ve iyice karışabilen köpüktür.
kuru köpük, havuzdaki
bir bot gibi, baristanın kaşık darbesiyle ya da spontan olarak kahvenin üzerine
düşmeye meyillidir ki, bunun anlamı içenin kendi kahvesini kompakt bir
bütünsellikle değil, onu katman katman içme deneyimi yaşayacağıdır.
'mikro köpük' nedir
ve bunda harika olan şey nedir ?
mikro köpük,
macchiato yapar. ( fotoğraf: meister )
şimdi... mikro
köpük cappuccino veya latte'de görmek istediğimiz kaliteli bir köpük çeşididir
ve yağsız süt ile yaratmak zor olsa da, kesinlikle mümkündür ve da, çoğu kez
yağsız sütü tercih edenler tarafından bu başarı takdir edilmektedir.
"mikro-köpük" terimi kabarcıkların görülemeyecek kadar çok küçük ve
çok fazla sayıda olduğu ama damakta kadifemsi bir sıvı duyumuyla kendini fark
ettiren köpürtülmüş sütün kalitesini tanımlar ve bildiğiniz mutluluğu size fincanda yaşatır.
bu tip sıkı, lezzetle
buğulanmış süt, ince sıvı süt gibi farklı katmanlar halinde ya da kahvenin
üzerinde kalan kuru, sert köpük gibi değil, doğru şekilde döküldüğünde espresso
ile tamamen birleşir.
insanlar neden "kemik kurusu : bone-dry"
cappuccino'lardan hoşlanır ?
benim hiç bir fikrim yok. hayır, gerçekten
onları anlamıyorum : aslında irrite edici olmaya çalışmıyorum. herkes sıcak
yiyecek ve içeceklerden çırpılmış krema yemeyi sevdiği için, tadı krem şanti
gibi gerçek kuru köpük olursa, ben de itiraz etmem, onu alırım. ama gerçekten, söylediğim kadar
kuru köpükte yalnızca biraz sıcak, eskimiş süt tadı alırım. kuruluktan kastım,
köpük yapısının çoğunluğunun herhangi bir tadı olmayan havada gibi olduğu
anlamına gelir ve aşırı miktarda hava eklenmesi, sütün normalde katkıda
bulunduğu doğal tatlılığı bertaraf eder.
çoğunlukla insanların
üç nedenden ötürü kemik kadar kuru cappuccino istediklerini düşünüyorum :
cappuccino'nun içim biçiminin bu biçimde olması gerektiğine inanıyorlar ya da
cappuccino'larında yeterli köpük olmayacağından endişe edip, barista'ya bunu
açıklamanın daha iyi bir yolunu bilmiyorlar ya da sütü azaltarak, kalorisini
düşürmeye çalışıyorlar.
bone-dry bir
cappuccino hayranıysanız, lütfen bana anlatın : ben onda ne bulduğunuzu bilmek
istiyorum.
gerçekten bir latte
ile bir cappuccino arasındaki tek fark köpük müdür ?
yanıtı özellikle capp'i kimin
istediğine göre değişir. birçok kişi, "geleneksel" bir cappuccino'nun eşit
oranda espresso, buharla pişirilmiş süt ve köpükten yapıldığını iddia ederken,
bir hayli italyan da aslında onun hiç köpüksüzünü ( senza schiuma : "senze
siquma" okunur ) tercih etmektedir. köpük olabilir de ama mutlak şart
değildir. ( italyanlar öğle saatinden sonra geleneksel olarak cappuccino'nun
sipariş edilmediği konusunda ısrarcı olabilirler, çünkü meşgul pek çok şehir
sakini için o kahvaltıda alınır ).
avustralya ve yeni
zelanda espresso kültüründe bir cappuccino fazla mikro köpüklü ve çikolata tozu
serpilmiş 180 - 240 ml'lik seramik kulplu fincanda sunulurken, latte ( bizdeki
ve avrupa'daki muadillerinden daha fazla köpüklüdür ) cam kaplarla gelir ama
fincanla da olabilir, fakat mutlak şart değildir.
tabii ki, ayrıca
tuhaf köpüklü bir karışım içinde toz süt ve çözünebilir kahve benzeri tat
maddeleri çözerek yapılmış ve sizi soğukken sıcak ve uyanık tutacak bir hazır
cappuccino karışımları da vardır ama bunlar cappuccino ise, ben de ingiltere
kraliçesiyim.
yazar : just meister
Yorumlar
Yorum Gönder