espresso özütlemede bazı görüşler - 3
doz
ve öğütülme derecesine göre çözünürlük verimi
sonuçların özeti : elimizdeki sepete, öğütücüye ve espresso makinasına
göre yüksek dozlar daha düşük özütlemelere; daha düşük dozlarda, daha fazla özütlemelere yol açar.
her zamanki gibi, andy schector doğru
soruyu sordu ve doğru şeyi yaptı. "bir ristretto'nun bir espresso'ya göre
gerçekten daha güçlü olduğunu nasıl bilebilirsin, belki de ristretto yapmada
kullandığın pakda daha az kahve vardı" diye sordu. sonra ristretto‘ları ve
pakları tartmaya başladı.
projesi hakkında bana e-posta gönderirken, ben de çıkarma sürecine takılmıştım ve özütlemede çözünürlük verimini kontrol
etmenin bir yolunu bulduğunu fark ettim. paktaki bileşenlerin çözülüp, espresso
içine göç ettikçe, pak ağırlığında oluşacak yüzdesel azalmaya verim denir.
özütlemeden önce ve sonra pakı tartan biri, bunu kolayca ortaya koyabilir. biri
farklı sepetler, dozlar, kahveler, atış süreleri, demleme ağırlıkları için bu
pak ölçümlerinin tekrar tekrar yaparsa ve verileri istatistiksel olarak
yorumlarsa, süreçteki örüntüleri
algılayabilir ve özütlemeyi kontrol etmeyi öğrenebilir. ben uzaklardaydım ve makalemi
yayınlıyordum.
pak tartısının bazı ek gereksinimleri
vardır. özütlemeden sonra pak ıslaktır ve tartılmadan önce fırında kurutulması
gerekir*. taze çekilmiş kahve de bir miktar su tutar; bu nedenle portofiltreye
alınacak öğütülmüş kahvenin fırında kurutulduktan sonra tartılması ve ikinci
kez de demleme süreci sonunda kurutulmayı takiben tartılması gerekir ki
değerlendirmeler nem faktöründen bağımsız duruma gelsin**. son olarak,
demlemeden sonra paktaki bazı kahve zerreciklerinin duş yüzeyine ve grup
contasına yapışıp, kaldığını unutmayalım. bunları özenli bir fırçalama ile
oradan kurtarıp, ıslak pakın ağırlığına dahil etmeliyiz. böylece eski demlemenin pakını doğru tarttığımızı gibi, yeni demlemede duş
yüzeyine yapışan kahveden dolayı 2. demlemede oluşacak + çözümlemenin getirdiği
çözünür verimliliğindeki artışın da önüne geçmiş olursunuz.
çözünür verimi
sonuçlarında iki hata kaynağı vardır. duş ekranına ve ya grupbaşı contalarına
yapışan portofiltredeki kahveler tartımda geri konulmazsa, kahve pakın
ağırlığını azaltacak ve demlemede sanki verim artışı varmış gibi kendini
gösterecektir. pakın nemi özütlenmiş kahveyi de içermektedir ki, bu fırınlama
sırasında pakın ağırlığına geri ekleneceği için düşük verim olarak kaydedilecektir.
marine petracco, illy'nin özütleme bölümünde, italyan doz standartları için% 25
verim üzerinde durdu. benim ölçümlerim yaklaşık% 2 ila% 3 daha azdı ve bu çamursu pakdan
kaynaklana hatanının bir sonucu olabilir. bununla birlikte, bu hata kaynakları
her gözlem için aynı olduğu için, verim ve verim tahminleri arasındaki
ilişkiyi etkilemez.
çözünürlük veriminin kontrolü :
gözlemlerim pak ağırlığının % 15 ila% 25’i arasında değişen bir oranın özütlendiğiydi. ama bu aralığın dışında
kalam iki aykırı sonucum vardı. bu iki aykırı sonucun demleme süreleri ve hacimleri normal sürelerin
ve hacim sınırlarının çok dışında idi ve çözünürlük verimlilikleri birinde %
12, birinde de % 26'ydı. sıradaki iş hangi kontrol edilebilir demleme
parametrelerinin verimi ayarlamada kullanılabileceğini bulmaktı.
aynı sepet, aynı kahve ve aynı kavurma
düzeyi kullanıldığı sürece öğütme ayarı verimle sabit olarak ilişkili değildi.
farklı kahveler, kavurmalar ve sepetler farklı öğütme dereceleri gerektirir.
verimin ana belirleyicisi pakın
ağırlığının sepetin tabanındaki delik alana bölümüdür (p / a). sepetin
altındaki delikli alanının çapını ölçüp, onun karesini aldım ( Πr2 ). bu gerçek delik alanı değildir; ancak doğrudan doğruya onunla orantılıdır ve belirlenmesi de kolaydır. p / a ölçüsü, sepetteki pakın derinliği olarak anlaşılabilir ( doz arttıkça pak kalınlaşır ); iri
veya kalın bir pak, ince veya sığ bir paktan daha az çözünür çıkarır. pak
silindir yerine konik olduğunda üst yüzeyi filtre deliklerinin olduğu taban yüzeyden
daha büyüktür; p / a ölçüsü, suyun öğütülmüş kahve içinden geçmesi gereken
ortalama uzunluk olarak düşünülebilir. bu operasyonel olarak mükemmel derecede silindirik
bir sepet içerisindeki diskin derinliği ile aynıdır.
bu düz çizgi ilişkisi verimdeki
varyasyonların yaklaşık% 75'ini açıkladı ve tahminlerde standart hata verim
düzeyinin % 1.8'i idi. dahası, p / a formülü, aynı makinede tüm sepetler,
kahveler ve kavurma düzeyleri için aynı kaldı. elektra semiautomatik ( bir
espresso makinası modeli ) gruba uygulanan aşağıdaki grafikte, 12 ila 14
gramlık italyan standardında doldurulan bir la marazocco çift sepeti, standart olarak
dozlandığında yaklaşık % 22 - % 20 ve 17 - 19 g'lık abd standartında doldurulduğunda yalnızca % 17-% 18 verim
yapacaktır.
andy'nin son derece modifiye silvia'sı ile
yapılan gözlemleri aynı öngörü oranları ile p / a ilişkisini gösterdi. ancak
gözlemlerinin eğimi benimkinden farklı. aşağıdaki bu grafik elektra'da aldığım okumaları
göstermektedir.
uygulamada, herhangi bir makinede, herhangi bir
sepet ve kahvede verimi hesaplamak için basit bir düz çizgi p / a formülünü
kullanabilirsiniz. bununla birlikte, makineden makineye ve öğütücüden öğütücüye
farklı olacağı için, tüm baristalar kendi ayarlarıyla çalışmak zorunda
kalacaklardır. neyse ki, kesin rakamları bilmek gerekli değildir. yalnızca,
aynı sepette daha düşük bir dozun ve daha ince öğütmenin özütlemeyi
arttırdığını bilmemiz gerekir. demleme ve ölçümlerden sonra lezzet modelini
kullanarak ortaya çıkan lezzetleri analiz edebilir ve her kahve için doğru dozu
bulana kadar doğru yönlendirmelerle doz değişikliklerini yapabilir (7).
espresso demleme süresi ve ağırlığındaki
değişiklikler de verimi etkiledi, ancak espresso demlemeler kesildiğinde, verim
üzerindeki etkisi şaşırtıcı derecede küçüktü ( 6
). bu değişkenleri tahmin edici denkleme eklemek yalnızca modelin genel
doğruluğunu yaklaşık% 3 artırır ve verim tahminindeki standart hatayı yalnızca
% 1,71'den % 1,65'e düşürür. formüle eklenen karmaşıklık göz önüne alındığında,
günlük kullanımı yoktur.
espresso demleme süresi ve ağırlığındaki
değişiklikler de verimi etkiledi, ancak espresso demlemeler kesildiğinde, verim
üzerindeki etkisi şaşırtıcı derecede küçüktü ( 6 ). bu değişkenleri tahmin edici
denkleme eklemek yalnızca modelin genel doğruluğunu yaklaşık% 3 artırır ve
verim tahminindeki standart hatayı yalnızca % 1,71'den % 1,65'e düşürür.
formüle eklenen karmaşıklık göz önüne alındığında, günlük kullanımı yoktur.
bu çalışmada vardığım ilk tepki, düşük dozlu
demlemelerin, yüksek doz demlemelerle karşılaştırıldığında muhtemelen zayıf
tadının olmasıdır. zayıf eğitimli bir baristanın her iki doz için kabaca aynı
hacimdeki bir demleme yapmaya kalkıştığında bu geçerlidir. eğer demlemeyi
sonlandırırken akıntı rengine dikkat ederse, fincandaki katı madde
konsantrasyonun doza bakılmaksızın oldukça sabit kalır. tat testi için yaptığım
24 demlemelik bu deneyde, doz ile fincandaki çözünür miktarı arasında herhangi
bir ilişki yoktu. aşağıdaki grafikte, espresso yoğunluğu paktaki ağırlık
yitiminin ( fincana düşen çözünür bileşikler nedeniyle ) espresso ağırlığına bölünmesiyle
ölçülmüştür. birim bin katı madde başına düşen parça sayısıdır ve kesikli çizgi
bin standart madde başına 120 parça
düştüğünü göstermektedir.
peki neden bu şekilde işliyor ? atış süresi ve hacmi
pek önemli değilken neden sadece doz ve sepet şekli çok önemlidir? bu soruları
cevaplamak için birinin espresso çekimi sırasında kahvenin nasıl özümlediği
hakkında daha fazla bilgi edinilmesi gerekiyor.
yazan : jim schulman.
yazan : jim schulman.
Yorumlar
Yorum Gönder