espresso özütlemede bazı görüşler - 4
espresso
demlemesi boyunca pakın özütlenmesi
sonuçların
özeti :
espresso demlemesinde,
toplam özütün hemen hemen tamamına yakınının paktan ilk 20 saniyede
çıkartılacağından, verim demleme süresine veya demleme ağırlığa pek bağlı değildir.
çıkarılan toplam miktar neden yaklaşık yirmi saniyede özütlendiğinden ya da neden doza göre değiştiğinden emin değilim.
bu bilinmezlik, bölümün sonunda benim spekülasyon yapmamı yine de engellemedi.
bir espresso demlemenin erken, orta ve geç bölümünün tadı :
eski
bir alt.coffee alıştırması vardır : bir espresso atışını üç fincana demleyin;
ilk fincanı ilk 10 saniye, sonraki fincanı yine 10 saniye, geri kalanı da
üçüncü fincana demleyin. sonra da bu üçünü tadın ( 8 ).
ilk fincan : son derece
keskin, ekşi ve güçlü olarak tat verecek.
ikinci fincan : tatlı ve
kremsi, ama yumuşak tat verecek.
üçüncü fincan : sulu ve hafif
acı tat verecek.
bunu yorumlarken, pakın demleme boyunca eşit
şekilde çıkarıldığını varsaydık; yani birinci fincan % 0 ilâ % 7 çözünürlük kesimini, bir sonraki fincan % 8 ilâ % 14 çözünürlük kesimini ve üçüncü fincan ise % 15 ilâ % 21 bölümünü temsil eder. bununla birlikte, son fincandaki özütleme derecesi demleme süresinden ve ağırlığından nispeten bağımsız
davranır. bu da, üç fincandaki verilerin daha basit bir biçimde yorumlanmasına yol
açar. ilk fincan erken özütlenmeyi, ikinci fincan geç özütlenmeyi ve üçüncü
fincan ise da seyrelmeyi temsil eder.
eğer pak ilk 20 saniyede hemen hemen bütün çözünürlüğünü ve demleme ağırlığının % 50'sinde yitirirse; ( son fincandaki ) verimlilik
verilerinin demleme zamanlamasından bir dereceye kadar bağışık olmasını
açıklayabiliriz. özütleme veri setindeki tüm espresso çekimleri normal espresso
parametreleri içindeydi. dolayısıyla, değişen tek şey, ilk 20 saniyeden sonra
fincanda bulunan tam özütlemenin demlemenin geri kalan kısmı tarafından ne
kadar seyreltildiğidir.
bu
varsayımı doğrulamak için herhangi bir yol var mı ?
demleme sırasındaki anlık çözünür verimliliği
:
bunun en net
açıklaması , espresso demleme sürecinde boyunca pakın çeşitli aşamalardaki
çözünürlüklerini kontrol etmektir. bu sadece ( 30 sn'lik tek ) bir demlemeyle
yapılamayabilir, ancak aynı kahveyi, dozu ve öğütmeyi kullanan ve süreyi altı
eşit parçaya bölerek yapılan aralıklı demlemelerle yapılabilir. ilk damlamada ve
daha sonra takip eden her 6 saniyede bir aralıklarla durdurarak, 30 saniyede ( aslında 35 sn, çünkü bekleme süresi 5
saniye civarında) aşamalı demleme
fincanları elde ettim. böyle de 2 tane grup oluşturdum. demlemede yüksek doz kullandım,
çünkü aynı zamanda pakı da inceliyordum ( aşağıya bakınız ) ve son çekiminin
verimi tahmin edildiği gibi düşük idi. grafik, iki takımın ortalama okumalarını
göstermektedir ( 9 ).
bu, paktaki çözünür katıların özütlemesinin
büyük kısmının atışın ilk 2/3'ünde gerçekleştiğini ve ( kümülatif ) demleme
süresinin ve demleme ağırlığının neden bu kadar küçük bir rolü olduğunu
açıklamaktadır. açıklamadığı şey de şudur :
i. yüksek doz kullanıldığında bile, düşük verim
çekimli bir demlemede, özütleme neden 20 saniye sonra duruyor ?
ii. düşük dozlu demlemeler neden yüksek doz
demlemelerden daha fazla özüt çıkarıyor ?
demleme anında pakın içine göz atmak :
demleme yaparken ben bu sorulardan fazla uzak
değildim ve yanlış yere bakıyor olabilirdim. ancak, yanıtın demleme sırasında
pakta olanlarda yattığını düşünüyorum. burası neredeyse bir "kara kutu"
dur, ancak bazı teori ve hilelerle, biri artık bu kara kutuyu açmaya başlayabilir.
bu teori, süzme düşüncesine dayanıyor. bunun
50'lerdeki berbat kahve perkolatörleriyle ( metal ya da kağıt filtre
kullanılarak yapılan kahve demleyicileri ) hiçbir ilgisi yoktur. bu perkolasyon teorisi demleme işlemini,
daha çok, öğütülmüş kahve katmanından akan su olarak görür. pak sığ bir öğütülmüş kahve katmanı olduğundan ve
çözünürlük veriminin de bu katmanın ne kadar yüksek olduğuna bağlı olduğundan,
pak derinliği sorunun düşünülmesi için uygun bir alan gibi görünmektedir.
perkolasyon ( süzme ) tartışmaları (10) çok kafa karıştırıcı
olabilir. öğütülmüş kahve zerrecikleri kahvedir, (kahveden geçerek ) dibinden
akan sıvı da kahvedir, kahve zerreciklerinden fincandaki sıvıya akan şeyler de
kahvedir. bu karışıklığı önlemek için yeni bir sözlük hazırlamaya gerek vardır
( yazar ingilizcede grind ve ground kavram kargaşısına atıfta bulunmaktadır.
google'da abd, avrupa ve avustralyada bu iki sözcükle neyin kastedildiğine dair
yaşanan tanım karmaşasını kolayca anlayabilrsiniz ).
işte, başlıyoruz :
grind : isim olarak okuduğunuzda öğütülmüş
kahve ( the ground coffee ) anlamındadır. örneğin espresso için öğütülmüş
anlamında espresso grind, ya da chemex için öğütülmüş anlamında chemex grind
gibi.
ground : demlemeden sonra filtre ya da portofiltrenizde
kalan çamursu ya da katı topaktır. oxford'a göre fincanınızdaki kahve
sıvısından tabana çökmüş partikül birikintiler anlamındadır da.
liquid ( sıvı yani kahve terminalojiside
içtiğiniz filtre ya da espresso adlı kahve sıvısı ) : öğütülmüş kahve zerrecikleri
arasından geçip, kahveye dönüşen su.
çözünürler : öğütülmüş kahve zerrecikleri
arasında geçip, onu kahveye dönüştüren çözünür katı maddeler.
perkolasyonun mental modellemesi gerçekten
basittir. sıvı öğütülmüş kahve yığının tepesinden itibaren etkileşime gire gire, en dibe ulaşıncaya dek onlardaki çözünür maddeleri alır ve bu süreçte onlarla
çözelti yapmış bir sıvı durumuna evrilir. ancak suyun da çözünür maddeleri içinde
barındırabileceği bir kapasite vardır ve o kapasite dolunca artık daha fazla
çözünür madde toplayıp, barındıramaz; dolayısıyla su üst katmanlardaki kahve
zerrecikleri özütleyinceye dek, tabandaki kahve zerreciklerinin çözünür
bileşikleri içinde tutar ve tabana ulaşan likid daha az doymuş bir sıvıdır*.
başka bir deyişle, perkolasyon ( süzüm ) sütunu üstten aşağıya doğru demler.
* : bu modelde mantık hatası vardır. portofiltre
basketindeki pakı derinliği göz önüne alarak kabaca 3 katman varsayalım : üst,
orta ve alt katman. tüm demleme sürecinde suyun portofiltre basketindeki pak
katmanları ile etkileşim süresi katman düzeylerine göre büyükten küçüğe şöyle
olmalı : üst katman > orta katman > alt katman. dolayısıyla katmanların
fincandaki özüte verdiği katkı derecesei ile sıralarsak yine aynı sıralama
geçerli olmalı.
sorun şu ki bu zihinsel model gerçeklerimize
uymamaktadır. bu modelde, pak sütununun ne kadar kalın olduğu veya öğütülme
derecesinin ne kadar kaba olduğu önemli değildir. bu model kahve yukarıdan
aşağıya ulaşan bir sıralamada demlenmektedir. yeterli su gönderirseniz, kahve
istediğiniz derecede özetlenecektir ( kahvenin çözünebilir bölümü onun % 50'si olduğunu unutmayın ).
fakat demleme içi grafik, özütlemenin 20 saniye
sonra düştüğünü göstermektedir. özütlemeye dayalı doz verilerine göre,
normal espresso hacmindeki özütleme miktarının hemen hemen tümüyle pakın
kalınlığı ( doz ) ile değiştiğini ama zaman ya da espresso hacmine göre ise çok
az değiştiğini göstermektedir.
bazı veriler toplayıp, modeli daha karmaşık
hale getirme zamanı gelmiştir. veriler, 6 saniyelik aralıklarla durdurulan bir dizi
demleme içi çekimlerden gelmektedir; bu modelde her pak üç yatay dilime bölündü ve her
dilimin demleme kuvveti ayrı ayrı ölçüldü. daha fazla demleme sertliği, daha az kahve
özütlendi. bu, pakın üstü, orta kısmı ve altının demleme süresince nasıl
özütlendiğinin bir resmini sunar.
pak kesitleri fırında kurutuldu ve 80 gram suya tam 4 gram'lık tozlar halinde demlendi. bu demler, fırında kurutulmuş yeni kahve ile yapılan, 80 gram su başına 4 gram ( % 100 ), 2 gram ( % 50 ) ve 1 gram ( % 25 ) oranında demlenmişlerle karşılaştırılmıştır. karşılaştırma çkmt metre ( çözünür katı madde toplamı : tds metre ) ile yapıldı. her birinden iki serilik ölçümler aldım.
üç yatay çizgi çifti taze kahvenin % 100, % 50
ve % 25'lik demleme sertliğindeki çkmt'nı ( tds ) göstermektedir. bunlar pak
kesitlerindeki özütleme düzeylerinin kaba bir ölçümünü sunarlar ve % 25'lik
çizgi tam özütlemeyi göstermektedir. pakın üst bölümü mavi çizgilerle, orta
bölümü yeşil çizgilerle, alt bölümü kırmızı çizgilerle gösterilmiştir.
zaman çizgisindeki sıfır ilk damlanın düştüğü
andır. tamamen demlendiğindeki pak durumunu gösterir. bu ise basit süzme (
percolation ) modelinin gerçek dünyada yeniden gözden geçirilmesine yol açar:
paktaki kahve zerrecikleri suyu ( yalnızca
sızdırmaz, bir kısmını da ) emer. tepe bölmedeki emilen sıvı (
henüz yalın bir ) su iken, alttaki sıvı
yukarılardan çözüp de, toplayabildiği tüm çözünür bileşiklere sahiptir ( ve artık
sudan farklı bir sıvıdır ). dolayısıyla, sızdırma sütunu tamamen ıslandığında,
ancak herhangi bir sıvı henüz çıkmadan önce, çözünür bileşikler üstteki kahve
zerreciklerinden, bir alttaki kahve zerreciklerine akarak, taşınırlar. belli
bir pak kalınlığının altında, kahve zerrecikleri aslında çözünür bileşikleri
yitirmekten ziyade, ( yukarıdan gelen ) çözünür bileşiklerle yüklenirler ( aynı oyun, kafeini
çıkarıldıktan sonra oluşan kafeinsiz kahveyi kafeinle şarj etmek için de
sergilenilir ).
çizgilerin şekline bakınca sonraki revizyonu görüyoruz. basit modelden beklenen asemptotik eğrilerden ziyade, bu çizgiler
kabaca düzdürler ( önceki bölümdeki demleme içi özütleme grafiği, bir
asemptotik eğridir; bir sınıra ulaşmaktadır ). su pak sütununda düz bir çizgi
ile ilerlememektedir. pak ıslanmış ve bulamaç haline gelmiştir. taze su bu
bulamaçtan içeri girer ve onunla karışır. bu karışım su ( yer çekimi ve 9 bar basınçla ) dibe doğru itilir. daha
uygun bir mental model ise içindeki çıkışına izin vermeyen ama içindeki
sıvıyının geçip, gitmesine izin veren delikleri olan büyük ve içi kahve
zerrecikleri ve su ile dolu büyük bir kovadır. kovadaki su hem demlenir hem de
akan su ile seyrelir. bu, alt kısımdan çıkan karmaşık sonuçtur.
perkolasyon modelindeki bu iki değişiklik
özütleme sonuçlarını açıklıyor mu ?
biraz; ama pek dramatik bir açıklama da değil
ama.
ıslatma aşamasında, pak ne kadar ince olursa,
alt tabaka o kadar daha az çözünmüş maddeyle yüklenmiş olur. üst katmanlardan
gelen fazla çözünmüş bileşik yükünden kurtulmadıkça, alt katmanlar kendi
çözünür bileşiklerini özütleyemediğinden dolayı, daha ince bir pak özütleme
sırasında alt tabakaların çözünür bileşiklerden ayrılıp, kurtulmasına yardım eder.
aşamalı seyreltme aşamasında, daha ince bir pakın dibinde daha fazla taze su
gelecek ve ( bu tabaka ) daha fazla özütlenecektir. bu iki etmenin birleşik
etkisi sonuçları açıklayabilir.
öyküde bilmediğim veya belgeleyemediğim çok şey
var. daha ince paklar daha ince öğütülmüş kahve gerektirir, özütleme muhtemelen
böylece hızlandırılır. daha ince zerrecikler genel olarak pakın tabanına doğru
göç eder, bu nedenle dipteki özütleme başladığında, muhtemelen burada özütleme
tepeden daha hızlı ilerler. tepeden aşağıya doğru özütleme, ıslatma ve
seyreltme fazları, daha ince ve daha kalın paklar, daha ince ve daha kalın
öğütmeler : bir espresso atışı sırasında çok şeyler olmaktadır. bu çekim içi
ölçümleri ilk baktığımız yerdir, ancak bakılacak daha çok şey var.
yazan : jim schulman.
Yorumlar
Yorum Gönder