süt ve süt köpüğü - 1
köpükler
bu, oldukça azman olan konuyu ele
almamın zamanı geldi, çünkü süt köpürtme yaptığımız işin önemli bir parçasıdır.
barista'nın gerçekten ilgi duyduğu iki köpük türü vardır : süt köpüğü ve krema.
ayrıntılara girmeden önce, biraz
temel köpük teorisiyle başlamanın daha iyi olacağını düşünüyorum.
peki bir sıvı niçin köpürür ?
bir noktada hava kabarcığı sıvının
içine dahil olmuştur. köpükteki bu kabarcık dayanıklıdır çünkü çevresi bir
şeyle sarılmıştır ve bu onu çevreleyen şey yüzey gerilimini artırarak, onu (
hapsettiği içindeki havanın dışarıya kaçmasını engelleyecek kadar ) güçlü kılmaktadır. çoğu yiyecek
köpüğünde bu havayı sarmalayıp, hapseden şey proteindir. bunun nedeni,
molekülün hidrofobik olması ve su tarafından ( havay doğru ) itilmesidir. bu nedenle yüzmek ve
bağlanmak için protein su olmayan her şeyden medet umar. normal olarak bir
protein zinciri hepsi sargılı durumda olup ( 4. yapı : proteinlerin
quaterner formu ), hidrofobik
parçaları, çözündüğü solüsyondaki sudan uzak olacak biçimde iç kısımlara
sıralanır. ısıtma ya da yumurta beyazının çırpılması örneğindeki durumlarda
burası harekete geçer. yani hava kabarcığı su tarafından itilen bu hidrofobik
protein bölümü için bir ara birim ( tutunma yüzeyi ) sağlar ve oluşan şey
hava-su interfazını sarmalamış protein astarıdır. bu protein
artık bir
yüzey aktif bir ajandır veya sözlükdeki adıyla bir sürfaktandır. sürfaktanların
hidrofilik bir baş ve hidrofobik bir kuyrukları vardır. surfaktan molekülleri,
hava ile suyun birleştiği yerde yoğunlaşırlar. suyun içinde iken bu
moleküllerin hidrofobik kısımları hava kabarcığı tarafından çekilir ve hava
kabarcığının etrafını sararlar. surfaktan maddeler ise yüzey gerilimini
düşürdükleri için oluşan hava kabarcıkları yüzeye çıktığında uzun süre
patlamadan kalırlar.
köpük
patlaması neden olur ?
sürfaktanda su çözeltisi
içindeyken bir süre sonra gelişecek ondaki işlev yetersizliğinin başlıca nedeni
köpük drenajıdır. yerçekimi kabarcıklar arasından çözeltiyi ( özellikle de suyu
) çektiğinden, sürfaktan boşalır. bu köpükde kırılganlığa ve esneklik yitimine
neden olarak, kabarcıkların patlamasına
neden olur. ama bu yaptığınız sufleninizdeki korkunç hatayı açıklamaz.
burada köpüğün düşmanı yağdır.
yağ ve su karışmaz. bunun nedeni,
suyun polar, yağların nonpolar olmasıdır. proteinin hidrofobik kısmı da nonpolardır,
dolayısıyla da, o da suyu itmektedir. eğer yağ köpük içerisine dahil edilirse,
o zaman yağ proteinin nonpolar kısmı için yeni bir seçenek sunar, dolayısıyla
yağın etrafındaki hava kabarcığına protein sarmalayabilir. yağın köpükleri
dengesizleştirmesinin ve suflenizin çökmesinin nedeni budur.
süt köpüğü :
süt köpüğünde ise yüzey aktif
maddemiz whey proteinidir. bir süt proteini olan whey proteinin peynir
üretiminden sonra kalan suda olduğu için "peynir altı suyu" proteini
olarak da bilinir. whey proteini aslında
4 çeşit değişik tür proteinin kombinasyonudur : beta-laktoglobülin ( %
65 ), alpha-laktalbümin ( % 25 ), sığır serum albümini ( % 8 ) ve immün
globülin. beta-laktoglobulin köpürme sürecinde sütte yer alan tek protein
değildir ama en önemlisidir. sütlerin çoğunun köpüklenmemesinin nedeni, süt
yağının parçalanması ile trigilserid'ten serbestleşen gliserolün köpürme
sürecine müdahale etmesidir.
köpüğün sönmesi barista için biraz
farklı bir rol oynamaktadır. drenaj viskoziteye bağlıdır; sıvı ne kadar visköz
olursa, drenaj da o kadar yavaş olur. bu nedenle tam yağlı süt ile çalışmak
genellikle daha kolaydır. yağlı süt, yağsız süte göre daha uzun süre ıslak
kalacaktır; yağsız süt epey hızlı kuruduğundan latte art yapmak biraz daha
zordur ( bu latte art’ta yağlı sütün tercih edilmesinin tek nedeni değildir ama
ikincil önemli nedenidir ).
süt yağının katı yağdan sıvı yağa
döndüğü ve böylece köpükleşme sürecine daha iyi katıldığı vücut sıcaklığına
ulaşmasından önce dengeli köpükler oluşturduğunuzdan, iyi bir teknikle daha
iyi, daha kararlı bir köpük elde edeceğinizi de var sayacağım. ( 70 dereceyi
geçmeyecek sıcaklığa gelinceye dek ve süt yalnızca soğuk iken hava ile
besleyin, gırdap yaptırarak çırpın ve çalkalatın ).
süt köpüğü hakkında başka
sorularınız varsa lütfen yorum yapın ve cevap vereceğim ( eğer becerebilirsem
tabii ).
espresso kreması
kremayı
neden neden olduğundan daha karışık hale getirdiğimizi bilmiyorum. sürekli
korkunç yanlış tarif edilmiştir. kremanın en yaygın açıklaması
"emülsiyonlaştırılmış yağlar" 'dır. sanırım, hemen hemen en doğru
anlatımı da budur. bildiğimiz gibi espresso, öğütülmüş kahveden alınan yağ
miktarı bakımından diğer demleme türleri göz önüne alındığında benzersizdir ( demleme kahvelerde yağ sıfır iken, espresso’da 0.9 g yağ vardır ). espresoo bunu
demleme metodolojindeki basınç enerjisiyle, oluşan çözeltide çökmeden süspanse
edilebilecek biçimde küçük yağ damlacıklar oluşturup, onları emülsifiye ederek
yapar. ancak biz yağın sütteki köpüklenmede başarısızlığın nedeni olduğunu
biliyoruz. espresso yağının toplam yüzdesi oldukça düşüktür. kremanın yağlarla
hiçbir ilgisi yoktur.
kavurma
işleminden çıkan co2, demleme işlemi sırasında serbest bırakılır ve basınç
değişikliği, çözeltiden oluşan kabarcıkları oluşturarak, bu gazın çıkmasına neden olur.
peki yüzey aktif maddenin burada ne işi var ? burada sürfaktan bir protein değildir, çünkü kavurma
işlemi sırasında, proteinler herkesin en sevdiği arkadaşı olan maillard
reaksyonları gibi tepkilere katıldığı için, kahve çekirdeklerindeki tüm yararlı
proteinler gitmektedir. etkili yüzey aktif madde muhtemelen bir proteinin
türevidir. bu derive protein bir melanoidindir. melanoidin sözcüğü kavurma
işlemi sırasında oluşan moleküller için oldukça geniş bir terimdir ve aynı
zamanda kahverengi renge katkıda bulunurlar. bu, kararlı bir köpük oluşturmak
için iki diğer polisakkarit ile birlikte çalışmaktadır. ( şekerlerin rolü,
aslında kendileri yüzey etkin maddeler
olmaksızın köpüğün hacmini ve kararlılığını etkileyerek göstermesidir ).
krema
esasen altındaki kahveden bir köpüktür, bu nedenle kremanızın rengi altındaki
kahvenin renginin doğrudan bir yansımasıdır. ( bu, biraz şaşırtıcıdır çünkü cam
fincandaki 15 saniyelik bir demleme ile alınan sıvı kahve, 30 saniyelik bir
demleme ile alınan kahvelere benzemektedir. ben sizlerin tamamen farklı renkler
gördüğünüzden eminim. eğer inanmıyorsanız, beyaz kağıda tek bir damla koyun ve
görün ). yani daha hafif krema, daha hafif kahve, daha az çözünürlüğü olan
krema altı kahve sıvısı.
köpüğün
bu kadar hızlı kaybolmasında yağın bir etmen olduğuna dair varsayımlar vardır.
arabica türü kahvelerin robusta'nın neredeyse iki katı kadar daha fazla yağ
içeriğine sahip olması, bunun doğruluğunu ortaya koymanın bir yoludur.bunun
yanı sıra bir de drenaj konusu vardır.
iyi bir espresso demlemesi kötü olandan önemli ölçüde farklı bir viskoziteye
sahiptir, bu nedenle hızlı bir demleme ile alınan espresso kreması çok hızlı bir şekilde yitip,
gidecektir. yine de çözeltimizde ne kadarına ship olduğumuza bağlıdır, bu yüzden
kremanın rebgi ve dayanıklılığı birbiriyle bağıntılı olmalıdır. kaplan
desenlemesi benim tamamen anlamadığım bir şeydir ve yakında ( bu konuda ) biraz
araştırma yapıyor olacağım.
şu
anda kremanın köpükle suspense olmuş kavrulmuş kahve parçacıkları olduğunu var
sayıyorum. biraz mikroskobik fotoğraf çalışması iyi olacaktır. bu makaleyi
gelecek kaçınılmaz sorulara vereceğim yanıtlarla daha da geliştirmeyi umuyorum.
bir de ben muhtemelen gerçekten kötüye açıkladığım şeyleri başka bir biçimde
ifade edeceğim.
yazan
: jim seven
Yorumlar
Yorum Gönder